Aşkına vefam kırık turna kanatlarında Oda göçmen kuşuymuş artık çok uzaklarda Sevdalım çiçek bitmezmiş çorak topraklarda Nazarına geldim yar, boynum kör bıçaklarda
Aşk ararım Yalın ayak bastığım Hasret denizinin koynunda
Kapılırken gelgitlerim Suların kıyıda yaladığı köpüklere Med Cezirlere dolanır bedenim Dalarım Dalga kıranların koynuna
Aya benzermiş o mahur bakışın Gölgelerim çekilin şavkı vursun Kan ağlarmış nazarıma bakışın El sür yüreğimdeki sancı dursun
Güle Şeyda dilmiş bülbül ötüşün
Çözülen kefene uzanırken elin Yokluğuna dağılıyor bu bedenim Hayaline ağlarken ama gözlerim Sinemi tuzuyla yarıyor hasretin
Elimde parçalanırken resimlerin
Aşka Titrek bir ses Hüzünlü maviler bırakırken düşlerime
Yorgun gemi yüzüyor Yosun kaplı Durgun sularımda
Boğazıma düğümlenmiş hıçkırıklar İki damla gözyaşını salıveriyor
Arından çatlamış Üryan gecenin zifiri karanlığı Susarken gökyüzüne
Ay hırsından dökülüyordu Ay yüzüne
Rüzgârlar Ters esiyordu sanki Yıldızlar karanlığın koynuna sığmıyor
Ay Karanlık ve zindan sokaklarıma Zamansız düştü
Küf biriktiriyor gece ruhuma Bitik yolun başındayım Kaldırımlar susuyor ayaklarımın altında Ve Yokluğuna hasret bedenim
El sallama Issız yeryüzünün kurak ovalarındayım Arından çatlamış tuzlu toprak İçine giresim geliyor
Suskular Üryan gecede yalnızlığımı avutuyor Kış çöküyor odalarımın duvarlarına
Fırtınalar talan ederken Yıkık şehirlerimi Bir merhabaydı Yakan sessiz yüreğimi
Nemli gözlerim, düşerken ellerine Yorgun ayak izlerim Suskun Ve Durgundu gözlerinde
Issız gecenin koynuna Rotasız rüzgârlar girerken Yokluğuna yazdığım mektuplar Sinemin ateşinde yanıyordu
Efkârına yakılan sigaralar Parmaklarımın arasında sönüyor
Yalınayak umutların ülkesiMesut Yekta
NEw Content